Merhabalar, Cambridge Besin İntolerans Testi‘nin sindirim sistemi üzerindeki etkilerini kendi danışanlarımda da test ederek görme imkanım oldu. Bir çok danışanımda gördüğüm etki beni şaşırtacak derecede fazla oldu. Bunun sonucunda Besin İntoleransı ve Kilo ilişkisi üzerine derlediğim yazının sizin için de faydası olacağı kanaatindeyim.
Besin intoleransının kilo verimini engellediği gibi kilo alımına da ortam hazırladığı yapılan bir çok araştırmada karşımıza çıkmaktadır.
Pankreas ve mide enzimlerindeki problemler, geçici bağırsak sendromu veya bağırsak mantarı gibi birçok sebep, yediğimiz besinlerdeki proteinlerin, amino asitlere (proteinin yapı taşlarına) parçalanmadan bağırsaktan emilmelerine sebep olur. Bu da vücutta enflamasyon oluşumuna sebep olmaktadır.
Oluşan enflamasyon (dokuların travmaya yahut bakteri veya virüs istilalarına, ısınma, kızarma ve şişme tepkisi göstermesi) neticesinde bağışıklık (savunma) sisteminiz, aynı bir virüs veya bakteri varmış gibi harekete geçer. Bunun sonucunda vücutta bir takım reaksiyonlar (tepkiler) meydana gelir. Beyindeki seratonin salgısı azalır, depresyon tetiklenir ve şekerli yiyeceklere olan şiddetli istek oluşur. Şekerli yiyecekler yemek, geçici bir rahatlık sağlasa da sonrasında oluşan bağımlılık tekrar yeme isteği doğurur. Bu reaksiyonlar, kilo vermeyi imkansız hale getiren bir kısır döngü halini alır.
Ayrıca besin intoleransının devam etmesi sonucunda metabolizma hızı yavaşlayacaktır. Dolayısıyla kilo alımı kaçınılmaz olacaktır.
Besin İntoleransı ve Obezite ilişkisi adına Yapılan bir çalışmada, obez ve normal kilolu kadınlarda IgG antikorları, besin antijenleri, inflamasyon ile erken aterosklerotik lezyonlar arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gıda antijenleri, C-reaktif protein (CRP) ve karotis arter intima medya tabakası kalınlığı değerlendirilmiştir.
Kadınların hepsinde besin intoleransı semptomları görülmüştür: sürekli şişkinlik, baş ağrıları, irritabl bağırsak sendromu (IBS) ve açıklanamayan yorgunluk hali. Çalışma süresince, kişilerin diyetleri, kendileri için özel olarak düzenlenen beslenme programlarına tam olarak uyum sağlayıp sağlayamadıkları ve öncekiyle aynı miktarda enerji alıp almadıkları, ayda iki kez diyetisyenler tarafından kontrol edilmiştir.
Sonuç olarak; yüksek CRP değerleri ve yüksek anti-besin IgG antikor konsantrasyonlarının ve intima medya tabakasının artışının, obez kadınlarda, normal kilolu olanlara kıyasla ileri derecede olduğu , belirgin biçimde daha yüksek IgG antikorunun, besin antijenlere karşı yönlendirilmiş olduğunu göstermektedir. Bu bulgular, IgG antikorlarının patojenetik obezite ve ateroskleroz gelişiminde rol oynadığının olasılığını yükseltmiştir. Yine yapılan bir araştırmada, Haşimato gibi bağışıklık sistemi kaynaklı hassaiyeti olan kişilerin , gluten intoleransı riskinin çok daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu hastaların beslenmesinden Gluten çıkartıldıktan sonra , hayat kalitelerinde iyileşme olduğu gözlemlenmiştir.